Aşk…Aşk…Aşk…Nedir bu aşk?Nelere kadir?Uğrunda neler yapılabilir, nelerden vazgeçilebilir?…Sevdiklerini üzmek, arkanda gözü yaşlı insanlar bırakmak, en önemlisi hayatını paylaştığın insanları, elinin tersiyle bir köşeye atmak olmamalı aşk..Aşkın tarifi bu olmamalı..
İnsanlar çoğu zaman duygularına yenik düşerler, belki de ilerde pişman olacaklarını bile bile hayatlarında büyük değişikliklere sebep olacak kararlara körü körüne bağlanırlar…Bu ne kadar doğrudur hiç kimse bilemez..İnsan, hayatında verdiği kararın, attığı adımın sorumlusudur…Eğer yanlış bir adım atmışsa ve yanlış bir karar vermişse bunun cenebesini kendi çeker..Sadece kendisi başka hiç kimse değil..
Hepsi Grubu yola 4 kişi çıktılar, onlarda hiç kimsede olmayan bir özellik vardı o da 14 yıllık arkadaş olmaları…Hayatlarında bir çok şeyi paylaşmaları ve birbirlerine sıkı sıkıya tutunmaları belki de etraflarında yıkılmaz bir kale oluşmasının asıl sebebidir..Tabii ki Hepsi Grubu’nu tüm benliğiyle seven fanları, Hepsi Grubu’nun attığı her adımın arkasında gözü kapalı duran fedakar fanlar şüphesiz ki Hepsi Grubu’nun bu günlere gelmesinde büyük paya sahip…Ancak fanların bugünlerde gözü yaşlı, kalbi kırık…Belki de bazılarımız sinirli…Çünkü o sözünü ettiğim yıkılmaz kale hasar gördü, sarsıldı…Belki de dört duvarından birisi yıkılmak üzere…Biz elimizden geldiğince o duvarın yıkılmaması için ne kadar fedakarlık yapsak da, her ne kadar yıkılan taşların yerine yenilerini dizsek de anladık ki tek tarafın çabasıyla yıkılan duvar tekrar örülmüyor…Yıkılan tek şey duvar değil…Hepsi fanlarının umutları, düşünceleri, hayalleri de yıkıldı…Çünkü Hepsi Grubu’nu seven, destekleyen hiçbir kimse yoktur ki bir gün birisi gruptan çıkacak diye düşünsün…Biz inanmıştık, bağlanmıştık, sevmiştik..Şimdi sevmiyor muyuz?Tabii ki de hayır!Hepsi Grubu’ndan sadece bir kişi kalsa ve o bir kişi hala Hepsi olarak yola devam etse; ben tüm benliğimle, tüm gücümle o kalan bir kişinin, Hepsi Grubu’nu tanıdığım ilk gün ki heyecanımla desteklemeye devam ederdim..İnanıyorum ki tüm gerçek fanlar da benim gibi düşünüyor ve düşünmeye devam edecek…Her ne kadar böyle düşünsek de her şeye rağmen Hepsi Grubu’nun arkasında olmaya devam etsek de onları 3 kişi görmek kalbimizi kıracak, umutlarımızı yıkacak…Bu eksikliği her alanda hissedeceğiz…Hepsi Grubu’nun şarkıları dinlerken, televizyonda izlerken, belki de yolda gördüğümüzde onların 3 kişi olduğunu görmek içimizi acıtacak…
En kötüsü de yapacak hiçbir şeyin olmaması, fanların bu konuda elinin kolunun bağlı olması…İşte en fazla bu benim içimi acıtıyor…Elimden bir şey gelmediği için bu yazıyı yazıyorum, yapabileceğim tek şey böyle yazılar yazmak olduğu için, Hepsi Grubu’na ancak böyle yardımcı olabileceğimi düşündüğüm için böyle yazılar yazıyorum ve inanıyorum ki bir çok arkadaşımın, kardeşimin duygularına tercüman oluyorum…
Aslında bu yazıyı bir şekilde Gülçin’in okuyup her şeyi elinin tersiyle bir köşeye atmanın bu kadar kolay olmadığını, onu sevenleri bu kadar üzmeye hakkı olmadığının farkına varır düşüncesiyle yazmak istedim…Ancak şöyle bir şey var ki insanlar kendi hayat çizgilerini kendileri çizer ve çizerken de yalnızlardır…Nasıl çizerken yalnızlarsa o hayat çizgisinde yürürken de yalnızlardır…Umarım Gülçin kendisine çizmiş olduğu hayat çizgisinde yürürken pişmanlık duyup kendini yalnız hissetmez..Yani bizlere saygı duymaktan başka bir şey düşmez, Gülçin evlenemezsin demekte haddimize değil, ancak fikirlerimizi paylaşmakta Gülçin’i özlemekte serbestiz…
Gülçin’i hala seviyorum, hala kalbimde bambaşka bir yeri var ancak ben Gülçin’i sadece “Gülçin Ergül” olarak değil, Hepsi Grubu’nun sarı şekeri, güzel, eşsiz sesli Gülçin’i olarak hatırlamak ve sonsuza kadar öyle anmak istiyorum…Bunun içinde Gülçin’e seni sevenleri, GÜLÇİN SENİN İÇİN ÖLÜRÜM diyenleri ve en önemlisi, hayata birlikte atıldığınız, her zaman el ele tutuştuğun ve artık hayatının bir vazgeçilmezi olan arkadaşlarına sırtını dönme ellerlini tutmaktan vazgeçme demek istiyorum…Bırakıp gitmek bu kadar kolay olmamalı…
Son olarak yazdıklarımın yanlış anlaşılmaması adına birkaç açıklama yapayım..Amacım Gülçin’i eleştirmek, onu kötülemek ve yazıklarımı okuyanları da Gülçin’e karşı doldurmak değil, asla da olamaz..Söylediğim gibi bana Gülçin’e saygı duymak düşer, fikirlerimi de emin olun ki Gülçin’e saygı duyarak dile getirdim..Bir de Gülçin kesin olarak Grup’tan ayrılmış değil…Kızların ve menejerlerin de söylediği gibi Gülçin bir karar aşamasında ve ben Gülçin’e vereceği kararda yardımcı olmak adına duygularımı paylaştım..
Duygularımı önemsediğiniz ve okuduğunuz için sonsuz teşekkürler…
Vee son olarak Gülçin’e;
Karar ver artık kimi daha çok sevdiğine, kararsız olma sen üzme herkesi…